Kayıkçı hikayesi, felsefi bir paradoks (https://www.nedemek.page/kavramlar/paradoks) ve zihin (https://www.nedemek.page/kavramlar/zihin) deneyidir. Bu hikaye, basit bir senaryo üzerinden derin varoluşsal (https://www.nedemek.page/kavramlar/varoluşsal) soruları gündeme getirir.
Hikaye genellikle şu şekilde anlatılır:
Bir adam, bir nehrin kıyısında durmaktadır ve karşıya geçmek istemektedir. Ancak nehirde sadece bir kayık ve bir kayıkçı bulunmaktadır. Kayıkçı, adamı karşıya geçirmeyi kabul eder, fakat adamın felsefi bir soruya cevap vermesi şartıyla.
Kayıkçı sorar: "Bu kayıkta ben miyim, yoksa sen mi?"
Bu soru, ilk bakışta anlamsız gibi görünse de, aslında kimlik (https://www.nedemek.page/kavramlar/kimlik), algı (https://www.nedemek.page/kavramlar/algı) ve gerçeklik (https://www.nedemek.page/kavramlar/gerçeklik) gibi temel felsefi kavramlara işaret etmektedir. Cevap, kimin bakış açısıyla olaya yaklaşıldığına, kimin öznel (https://www.nedemek.page/kavramlar/öznel) deneyiminin merkeze alındığına göre değişir. Hikaye, doğru (https://www.nedemek.page/kavramlar/doğru) veya yanlış (https://www.nedemek.page/kavramlar/yanlış) bir cevabı olmayan, daha çok düşünce (https://www.nedemek.page/kavramlar/düşünce) provokasyonu yapmayı amaçlayan bir bilmece (https://www.nedemek.page/kavramlar/bilmece) gibidir.